16 Mart 2012 Cuma

Küçükken kar yağmasını şimdikinden daha fazla isterdik. Dışarı çıkıp karlarla oynanacak; eller ve yüzler kıpkırmızı olana dek sokakta kalınacaktı. En güzeli de hiç basılmamış yerlere basmaktı. Sanki yeni bir şey keşfediyormuş gibi. O günler, geçenlerde yağan karla annesinden bin bir zorlukla izin almış; eline eldiven giymeden kendini dışarı atmış çocukla aklıma geldi. Onun da kar sevinci çok değil beş dakika sonra kursağında kalmıştı. Üçüncü kartopu yapışında elleri buz gibi olmuş, kar ile oynama isteği birden dışarıdaki sıcaklık gibi eksilere vurmuştu. O yüz ifadesini çok iyi bilirim. Küçükken eldiveni olmayan bir arkadaşımda da aynısını görmüştüm. Eldivenimin diğer tekini ona vermiş, o yüz ifadesinin bir nebze düzelmesini sağlamıştım. Dışarıdaki çocuğa eldiven vermek aklıma geldi ama eldivenimin yeri aklıma gelmedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder